Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fatih

YÜREĞİ İREVANDA KALANLAR

Bir Türk yurdu olan İrevan, maalesef ermeniler tarafından ermenileştirilmiştir. İrevan’dan yüzbinlerce Azerbaycan Türk’ü doğduğu topraklardan uzaklaştırılmış, şehit edilmiş, kaçmak zorunda bırakılmıştır.
Bende Türk yurdu İrevan’dan Tepebaşı mahallesinden Göy Mescidin yakınlarındaki mutlu yaşadığı evini bırakıp kaçmak zorunda kalan, kocasını kaçış sırasında Aras nehri kıyısında kayıp eden çok çile çekmiş, ölümden dönmüş yüreği İrevan’da kalan, çilekeş, ölene kadar İrevan deyip ağlayan yüreği İrevan’da kalan bir kadının torunuyum.
İrevanda kalan yürek, sadece o vahşi soykırımdan kurtulup kaçabilen Türklerin değil, milyonlarca Türk’ün yüreğidir. Çünkü o yürekler Odlar yurdu Azerbaycan’da, İrevanda, Hocalı’da, Göğce Mahalında Zengezurda, Karabağ’da kalmıştır.
Unutmayacağız, yaşayan çocuklarımıza, torunlarımıza da unutturmayacağız.
Eli kalem tutan aydınlarımız, şairlerimiz, hikâye ve roman yazarlarımız, uğradığımız milli felaketleri hele de ermenilerin yapmış oldukları soykırımı anlatmalı, gelecek nesillere aktarmalılar.
Bende bir Türk olarak Yüreği İrevan’da kalan bir yazar olarak kalemimi bu milli davaya adamış ve bizzat babaannemin yaşamış olduğu “Kaç ha kaç” yıllarındaki acıları “YÜREĞİM İREVANDA KALDI” eserimde dile getirmeye çalıştım.
Bu kitapta Ermenilerin gerek Azerbaycan’ın İrevan hanlığında, gerek Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’muzda ve özellikle de Kars ve Iğdır illerimizde yapmış oldukları vahşi soykırımın vahametini, tarihte acı iz bırakan, Aras Nehri ile mühürlenen yaşanmışlıkları anlatmaya çalıştım. Anlattıklarım belki de beni burada dinleyen çoğu yüreği bir yerlerde kalanlarda yaşamıştır.
Ermeni zulmünden kaçan Türklerin bu zorlu süreçte yaşadıkları acıları, verdikleri kayıpları görürüz.
Her şeyi geride bırakarak güvenli bölgelere kaçmak zorunda kalanlar, evleri talan edilenler, tecavüze uğrayan genç kızlar, ağaca bağlanıp karnı yarılarak bebeği fırlatılan hamile kadınlar, yakılmak için bir odaya, tandır damına kilitlenenler, gözünün önünde kocası öldürülünce çaresiz kalan kadınlar, iki çocuğuyla kaçmak zor olunca küçük yavrusunu bırakmak zorunda kalan acılı analar, Aras Nehri’nden geçerken Aras’ın serin sularına yavrularını kaptıranlar, güvenli bölgede sığıntı yaşamanın zorluğunu çeken dul kadınlar, mecburiyetten yapılan evlilikler, yıllarca birbirinden haber alamayıp arayış içinde olan akrabalar, bir elmaya hasret büyüyen çocuklar…
Zorlu kaçışlarında iki çocuğundan küçük olanı Aras nehrinin kenarına bırakmak zorunda kalan bir kadının geçip çocuğunu bıraktıktan sonra geri dönüp baktığında küçük oğlunu göremeyen bir annenin gözyaşları ve ağlamaktan yıllar sonra gözleri görmeyen çilekeş analar..
Evlenip yuva kurmasına, yeni çocukları olmasına rağmen aklında fikrinde gözünün önünde Aras Nehri kıyısında, doğma yurdu, ata yurdu, Türk yurdu İrevan’da bıraktığı yavrusunun hasretini çekerek ölenler…
Ermenilerin yaptıklarını Allah’a havale ederek ömrü geçirenler..
O tayda galdı balam, diye son nefesine kadar ağlayan bir annenin ahı, feryadı vardır ermenilerin yaptığı bu zulümlerde…
Yüreği İrevan’da, Hocalı’da, Karabağ’da kalanların ermenilerin yaptıkları katliamlarda kan gölüne dönen çukurlar, toplu halde yakılan insanlar, başları ortadan ikiye ayrılan ana kuzuları gözlerinin önünden bir an olsun gitmez. Göz yaşlarıyla ve yürek sızılarıyla hatırlarlar..
Yüreği bir yerde kalanların Kaçmanın acısı yüreklerini tırmalarken şu mani yankılanır :

Yar başa gara bağlar
Üreyin yara bağlar
Vetenden ayrı düşse
Ümidin hara bağlar

Müslüman Türk milletine ermenilerin düşmanlığıdır. Yaptıkları vahşilik zulüm ve eziyettir. Hiçbir zaman Ermeniler dostumuz olmamıştır. Unutmayın ermeni taşnaklar Türk düşmanıdır. Bu meseleyi nesilden nesile aktarmamız lazım. Ermeniler boş durmayacaktır.
İleride yine savunmasız durumda olan Türk milletine saldıracak kadın, çoluk çocuk demeden öldüreceklerdir. Güçlü silahlı olan Türk’e saldırmaz korkarlar. Onların gücü silahsız ve masum insanlara yeter.
Unutmayacağız ermeniler soykırım siyasetini devlet siyaseti olarak benimsemişlerdir. 1919-20 yılında ermeniler Erivan’daki Azerbaycan Türklerini göçe zorlamak için muntazam olarak terör estirenlerin torunları 1988-1992 yılları arasında da binlerce Azerbaycan Türk’ünü doğma yurtlarından zorla göçe zorlamışlardır.
Nitekim Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan “Dağlık Karabağ’ı biz aldık. Ağrı’yı almak da gençlere kalıyor” demesi çok şeyi anlatıyor. Ama unuttukları bir şey Ağrı Dağından bir çakıl taşı bile vermeyiz. Biz de gençlerimize Karabağ’ı Türk yurdu yaptık hedefiniz İrevan olmalı”demeliyiz.
Allaha şükürler olsun Sayın Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev işgal edilen toprakları geri almıştır. Şimdi Dağlık Karabağ’ın tamamında üç renkli Azerbaycan bayrağı dalgalanıyor. Ve bizlere hedef olarak Gerbi Azerbaycan’ı işaret etmiştir. Şimdi düne kadar Kızılelma’mız Karabağ’dı bugün Türk yurdu İrevan olmuştur.
Hani Şair der ya “Yiğitler kan döker, bayrak solmaya, Anadolu başlar, vatan olmaya. Kızılelma’ya hey, Kızılelma’ya…” Şimdi Türk yurdu İrevan’ı yeniden Türk yurdu yapmak için gece gündüz çalışmalıyız. Kızılelma’mıza kavuşmalıyız. Sloganımız “Hazır ol Erivan bir gece ansızın gelebiliriz”

Serdar Ünsal ,
Türkiye Azerbaycan Dostluk Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı, Iğdır Azerbaycan Evi Derneği Başkanı, Gerbi Azerbaycan İcması Iğdır temsilcisi

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER