Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TBMM Genel Kurulunda, Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı. AK Parti iktidarlarıyla, Türkiye’yi dünya sahnesinde hak ettiği konuma taşıyan büyük başarılara imza attıklarını belirten Kacır, sanayi sektörlerinde üretim ve ihracat rekorları kırdıklarına işaret etti.
Kacır, otomotiv, beyaz eşya ve çelik üretiminin 16,5 milyon tondan 34 milyon tona yükseldiğini ve demir-çelik ihracatının 3,5 milyar dolardan 27 milyar dolara çıktığını vurgulayarak, “Yeşil dönüşüm yatırımlarıyla karbon ayak izinin azaltılması ve sanayimiz için kritik öneme haiz paslanmaz çelik üretimi yatırımının ülkemize kazandırılması öncelikli hedefimiz.” diye konuştu.
İhracatın tekstil ve hazır giyimde 12 milyar dolardan 33 milyar dolara, mobilyada 291 milyon dolardan 4,5 milyar dolara, deri ürünlerinde 644 milyon dolardan 2,1 milyar dolara yükseldiğini belirten Kacır, tasarım ve markalaşmayla bu sektörlerde yeni başarı hikayeleri yazmaya devam edeceklerini söyledi.
“İmalat Sanayisinin yıllık ihracatı 241 milyar dolara yükseldi”
“Tüm sektörlerde imalat sanayisinin yıllık ihracatını 34 milyar dolardan 241 milyar dolara yükselttik.” diyen Kacır, son 22 yılda imalat sanayi katma değerinde dünyadaki paylarının yüzde 0,7’den 1,33’e ulaştığına işaret etti.
Kacır, ihracatın dünyadaki payının yüzde 0,55’ten 1,07’ye yükseldiğini ve OECD ülkeleri arasında sanayi üretimi artışında Türkiye’nin ilk sırada geldiğini vurgulayarak şöyle devam etti:
Dünyanın en gelişmiş İHA’larını ve SİHA’larını ürettik
“Türkiye, Çin’den sonra Orta Avrupa’ya kadar uzanan kuşakta en fazla ürünü rekabetçi şekilde en fazla ülkeye ihraç edebilen ülkedir. Vakit şimdi Milli Teknoloji Hamlesi ile ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı tahkim etme, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine taşıma vaktidir. Bu hamlenin öncüsü, savunma sanayimizdir. Türkiye’ye İnsansız Hava Aracı vermediler, dünyanın en gelişmiş İHA’larını, SİHA’larını ürettik. Herkes bilsin ki hangi alanda, gizli açık ambargo konuluyorsa, Türkiye o alanda daha büyük işler yapacaktır. Hangi sistemler Türkiye’den esirgeniyor, hangi ürünler Türkiye’ye verilmiyorsa, Türkiye daha iyilerini kendi imkanlarıyla geliştirecek, üretecektir. Savunma sanayisindeki üretim kabiliyetimiz, yalnızca Türkiye’nin değil, dost ülkelerin de ihtiyaçlarını karşılayan çözümlerin geliştirilmesini sağlıyor. 2002’de 250 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatımız bu yıl 6,5 milyar dolara erişiyor. Daha hızlı ve daha ileri menzile gidebilecek füzeler geliştirmek, elektronik harp kabiliyetlerimizi yükseltmek, katmanlı hava savunma sistemlerimizin her türlü tehdide cevap vermesini sağlayacak Çelik Kubbe projesini tamamlamak, havada, karada, denizlerde insansız sistemlerimizin yetkinliklerini geliştirmek ve uzaya bağımsız erişebilmek için daha çok çalışacağız. Hiç kimsenin, Türkiye’ye zarar vermeyi aklının ucundan dahi geçiremeyeceği bir caydırıcılık seviyesine mutlaka ulaşacağız. Biz bu topraklarda ev sahibiyiz. Ev sahibinin üzerine kapıyı kapattığını zanneden, kendisi dışarda kalır. Bu hakikati masada vurgulamakla kalmayacak, sahada ispat etmeye devam edeceğiz.”
Kacır, TÜBİTAK eliyle bu yıl 186 üniversite ve 2 bin 769 firmanın 9 bin 988 projesine 9 milyar lira destek sağladıklarını belirterek, 22 yılda teşvikleri neticesinde yıllık AR-GE harcamalarının 1,2 milyar dolardan 16,1 milyar dolara, AR-GE personeli sayısının da 29 binden 291 bine çıktığını ifade etti.
Yerli patent başvurularında dünyada 12’inci, marka başvurularında 6’ıncı, tasarım başvurularında ise 2’inci sırada olduklarını vurgulayan Kacır, “Orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin yıllık ihracatı 10 milyar dolardan 97 milyar dolara yükseldi. Bu yılın 11 ayında 10 bin 487 yatırım için teşvik belgesi düzenledik, 227 bin istihdamın önünü açtık. Önümüzdeki dönemde, teşvik sistemimizin seçiciliğini, yerel odağını ve destek etkinliğini daha da artıracak, ileri teknoloji yatırımlarını daha fazla önceliklendireceğiz.” dedi.