Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Tek kullanımlık bardak krizi: Üretilen 8,3 milyar ton plastik hala varlığını sürdürüyor! Türkiye’de bu konuda önemli bir hareket var…

Evde kahve makineniz olsa da ofisinizde kahve demlense de eğer siz de milyonlarca kişi gibiyseniz, muhtemelen haftada en az bir kez bir kafeye gidip bir bardak kahve alıyorsunuz. Bu kahve genellikle kâğıt, plastik ya da polistiren köpükten yapılmış tek kullanımlık bir bardakta servis ediliyor. Biz de içeceğimizi içtikten sonra bu bardakları çöpe atıyor ve unutuyoruz. Ancak bizim unutmamız, tek kullanımlık bardakların çevresel etkilerinin yok olduğu anlamına gelmiyor.

Evde kahve makineniz olsa

Her ne kadar pek çok kahve şirketi müşterilerini artık kendi bardağını getirmeye teşvik eden bir politika benimsemeye başlasa da itiraf etmek gerekiyor ki içeceği kâğıt bardakta alıp bitince çöpe atmak hala çoğumuzun kolayına geliyor.

Peki tek kullanımlık bir bardağın çevreye etkisi nedir?

Kahve bardağı atıklarıyla ilgili 2022 tarihli bir raporun yazarlarından Kent Business School profesörleri Preetam Basu ile Thanos Papadopoulos bu soruya, “Tek kullanımlık fincanların hammadde çıkarımından üretim ve nakliyeye kadar tüm yaşam döngüsü önemli ölçüde enerji gerektiriyor ve çevresel bozulmaya katkıda bulunuyor. Tek kullanımlık bardakların, özellikle de plastik astarlı olanların yavaş ayrışması, mikroplastiklerin çevreye salınmasına yol açıyor. Tek kullanımlık bardağınızın yakılmak üzere atıklara karışması durumunda ise bu işlem havaya kirletici maddeler salabiliyor” cevabını verdi.

POLİSTİREN KÖPÜĞÜN PARÇALANMASI 500 YIL SÜRÜYOR

İlk tek kullanımlık bardak aslında kâğıttan yapılmıştı. 1918’deki grip salgını sırasında popüler olan ve “dixie kupası” olarak adlandırılan kağıt bardaklar, insanların ortak kuyulardan veya su çeşmelerinden su içmeleri için daha sağlıklı bir alternatif olarak icat edildi. Ancak 1960’larda kahve dükkanları ortaya çıktıktan sonra içeceklerin ısılarını daha uzun süre korumalarına yardımcı olduğu için polistiren köpüğe yönelme oldu.

Bugün ABD’de her yıl yaklaşık 3 milyon ton polistiren üretiliyor. Ve bunun yüzde 80’i çöpe gidiyor (her yıl yaklaşık 25 milyar bardak dahil). Bu da malzemenin çöp sahalarının yaklaşık üçte birini kapladığı anlamına geliyor. Çöp olarak polistirenin parçalanması yaklaşık 500 yıl sürüyor.

Basu ve Papadopoulos, “Strafor bardaklar hafif ve ucuzdur, ancak biyolojik olarak parçalanamaz ve çevrede yüzlerce yıl kalabilir. Yanlış imha, yaban hayatına ve ekosistemlere zarar veren çöplerle sonuçlanabilir. Polistiren köpük küçük parçalara ayrılarak çöplere yol açabilir ve bunları yutabilecek yaban hayatı için tehdit oluşturabilir” dedi.

Polistiren köpük parçalandıkça çevresindeki ortama kimyasallar da sızdırabiliyor, üstelik aynı şey içinde kahve dolu olduğunda da geçerli.

ŞİMDİYE KADAR ÜRETİLEN 8,3 MİLYAR TON PLASTİĞİN ÇOĞU HALA VARLIĞINI SÜRDÜRÜYOR

Her ne kadar sıcak içeceklerin servisinde yaygın olarak kullanılmasa da tek kullanımlık bardaklar hakkında konuşurken plastikten bahsetmemek mümkün değil. Plastik bardaklar tipik olarak iki plastik türünden yapılıyor; polipropilen (PP) veya polietilen tereftalat (PET).

Polistiren köpük gibi, geleneksel plastikler de inanılmaz derecede yavaş parçalanıyor. Parçalanması çok uzun sürdüğü için, şimdiye kadar üretilen 8,3 milyar ton plastiğin çoğu hala varlığını sürdürüyor. Hangi plastik türünden yapıldığına ve nasıl bertaraf edildiğine bağlı olarak, tek kullanımlık bir plastik bardaktan kaynaklanan emisyonlar 10 g ila 30 g CO2 arasında değişiyor.

Basu ve Papadopoulos, plastiklerin biyolojik olarak parçalanmadığını ve yüzlerce yıl boyunca çevrede kalabildiğini, ekosistemlere ve vahşi yaşama zarar veren mikroplastiklere dönüştüğünü söyledi ve ekledi: “Bu plastiğin büyük bir kısmı okyanusa karışıyor ve su şişelerinden, plastik bardaklardan ve yiyeceklerimizden dökülen mikroplastikler olarak vücudumuza giriyor. Bu plastikler kanserojen ve endokrin bozucu kimyasalları vücudumuza sızdırabiliyor.”

KAĞIT YA DA KARTON BARDAKLAR MASUM GÖRÜNSE DE PLASTİK KADAR ZEHİRLİ OLABİLİYORLAR

1980’lerde kahve endüstrisi polistiren köpük bardaklardan kâğıt bardaklara sert bir geçiş yaptı. Kâğıt bardaklar çevre için daha iyi gibi görünse de 2023 yılında yapılan bir araştırma, atıldıklarında plastik kadar zehirli olabileceklerini ortaya koydu. Bunun nedenlerinden biri, kâğıt bardakların sadece kağıt olmaması çünkü eğer öyle olsalardı tüm sıcak su dışarı sızardı.

Basu ve Papadopoulos karton bardaklarla ilgili şu bilgileri verdi: “Kağıt ya da karton bardaklar doğru koşullar altında biyolojik olarak parçalanabilir ve gübreleşebilir, bu da onları nispeten daha iyi bir seçim haline getirir. Bununla birlikte, kâğıt bardaklarda sızıntıyı önlemek için genellikle plastik bir astar bulunur ve bu da geri dönüşümü zorlaştırabilir.”

KARTON BARDAKLAR İÇİN HER YIL 6,5 MİLYON AĞAÇ KESİLİYOR

Kâğıt bardak üretim süreci de çevre için pek iyi değil. Her yıl kullandığımız 16 milyar kâğıt bardağı üretmek için her yıl 6,5 milyon ağaç kesiliyor. Bir araştırmaya göre, tek bir kâğıt bardak (kağıt kılıfla servis edilen), yaklaşık 110 g CO2 yayıyor.

PEKİ NE YAPACAĞIZ?

Kahve zincirlerinin son yıllarda yaptığı gibi tek kullanımlık kahve bardaklarını azaltmaya yönelik şirket öncülüğündeki çabalar çok önemli ancak tek kullanımlık bardak kriziyle mücadelede eldeki tek faktör bu değil.

Rice Üniversitesi Baker Enstitüsü’nde enerji ve sürdürülebilirlik alanında çalışan Rachel A. Meidl, basit bir tek kullanımlık plastik yasağının tüm bir tüketim ve atık sistemiyle mücadele edemeyeceği konusunda uyardı, “Yasak, böylesine kapsamlı ve birbiriyle bağlantılı bir küresel atık sorunuyla boğuşan bir toplum için dar görüşlü bir strateji olabilecek tekil bir çözümü temsil ediyor” dedi.

Bunun yerine, tüketicileri ve politika yapıcıları, örneğin emisyonlar gibi sadece tek bir ölçütü değil, bir ürünün ‘beşikten mezara’ tüm yaşam döngüsünü dikkate almaya teşvik ediyor. Rachel’a göre en iyi politikalar, ürünlerin ömrünü uzatarak değerin korunmasını teşvik eden politikalar.

Tüketiciler tek kullanımlık plastiklerin varlığını sorgulamaya başladıkça, daha fazla mağaza biyolojik olarak parçalanabilen bardaklar kullanmayı tercih ediyor. Ancak Meidl, müşterileri her biyolojik olarak parçalanabilir bardağın sözüne inanmamaları konusunda uyarıyor: “Bazı markalar ve üreticiler ürünlerini ‘biyolojik olarak parçalanabilir’ veya ‘gübreleşebilir’ olarak pazarlıyor, ancak aslında bu iddiaların bilimsel bir temeli yok.”

Mümkün olan her durumda, yeniden kullanılabilir bardaklar hala tercih edilmesi en iyi yol gibi görünüyor. Kendi termosunuzu getirmek veya bir mağazanın seramik kupalarını kullanmak atık miktarını önemli ölçüde azaltıyor.

TÜRKİYE’DEKİ MÜCADELENİN ADI: KAHVEMTERMOSTA

Ülkemizde de tek kullanımlık bardakların kullanımının azaltması konusundaki bilinç her geçen gün artıyor. Bu konudaki farkındalığın artması için mücadele eden bir isim de Hale Acun Aydın. 2019 yılında ‘kahvemtermosta’ hareketini başlatan Aydın, “#kahvemtermosta bir atıksız yaşam hareketi. 2019 Ocak ayında başlayıp her geçen gün güçlenerek devam eden harekette amacımız bireylerin al götür yapacaklarsa karton bardak yerine termoslarına kahve istemeleri. Bu amaçla tek tek mekanlara ulaşarak onlara hareketi anlatıyor ve destek vermeye davet ediyoruz. Kurumsal yaşama da çağrıda bulunuyoruz, çünkü gün boyu ofislerde de çok çay, kahve içiliyor” dedi.

ÇÖZÜM SADECE TERMOS DEĞİL

Tek kullanımlık bardakların tüketimini azaltmanın tek yolunun termos olmadığının altını çizen Aydın şu bilgileri verdi:

 Termos bir çatı söylem, bir yere gittiklerinde oturacaklarsa kahveyi ya da diğer bir içeceği fincan ya da kupaya istemeleri de bu hareketin bir parçası. Bunun altını çiziyorum çünkü birçok kişinin mekânda oturdukları ve fincan/kupa tercih edebilecekleri halde karton bardağı tercih ettiklerini görüyoruz.

60 İLDE 400 MEKAN DESTEK VERİYOR

— İşletmelerden de büyük oranda olumlu geri dönüş alıyoruz. Bugün itibariyle Türkiye’nin 60 ilinde 400’ü aşkın mekân bu hareketi destekliyor. Yani termosuyla gelenlere indirim vererek bu gayreti gördüğünü gösteriyor. Hedefimiz ise her ilde bir destekleyici mekan olması.

— Biz mesajlarımızı bir yandan dışarıdaki hayata yani mekanlarda tüketime dayalı verirken bir iletişimi de ofisler için sürdürüyoruz: Çalışma alanlarında mutfak, kupa gibi imkanlar olduğu halde yine daha pratik diye düşünerek karton bardakları kullandıklarını görüyoruz bu nedenle buralarda da hem su hem de diğer içecekler için tek kullanımlık bardakları bırakmaları hareketin bir hedefi.

BİR KİŞİNİN YILDA ÇÖPE GÖNDERDİĞİ BARDAK SAYISI 350

Benim termos ya da fincan kullanmamla ne değişecek diye soranlara basit bir matematik ile cevap veren Aydın, “Neredeyse her gün dışarıda bir kahve içen kişi, ayda ortalama 25-30 bardağı çöpe yollamış oluyor. Bu da yılda 350 bardak eder (içmediği günler olduğunu da varsayalım), bu kişi termos taşımaya başlasa ve 2 yakın arkadaşını da ikna etse yılda 1.000 bardağın çöpe gitmesini engellerler. Bu da 1 koli karton bardağın çöpe gitmesini engellemek demek. Sadece 3 kişinin etkisi bu. Bir de 3.000 kişi olduğunu, 30.000 hatta 300.000 kişinin bir küçük davranış değişikliği yapıp termosa geçtiğini düşünün” dedi.