YEREL seçimden önce çıkarılması beklenen yeni yargı paketinde satır arasında kalan çok önemli bir değişiklik yer alıyor. Buna göre, sosyal medyada işlenen
– ÜÇ TAKSİTTE ÖDENECEK: Fail, sosyal medyadan işlediği hakaret suçundan kurtulmak için ön ödeme yapacak. Ön ödemede belirtilen para üç eşit taksit halinde ödenebilecek. Ön ödemenin yapılmasıyla ilgili savcılık takipsizlik kararı verecek. Örneğin sosyal medyadan yaptığı hakaret yüzünden 3 ay 15 gün hapis cezası verilmesi gerektiği belirlenen bir failin cezası, günlüğü 100 TL’den 10 bin 500 lira olarak belirlenecek. Bu miktar faile ön ödeme belgesinde bildirilecek. Ceza tutarı 3 bin 500’er TL şeklinde üç eşit taksitte ödenebilecek.
– RIZA ARANMAYACAK: Ön ödeme sürecinde mağdurun rızası aranmayacak. Ön ödeme şartını 10 gün içinde yerine getirenlere savcılıkça otomatik takipsizlik kararı verilecek. Artık fail hakkında ceza davası açılmayacak ve dosya kapatılacak.
hakaret suçları uzlaştırma kapsamından çıkarılarak ön ödeme kapsamına alınacak
Bu suçlar için getirilecek yeni yargılama modeli büyük tartışma yarattı. Önce paketteki bu düzenlemenin detaylarına göz atmak gerekiyor.
– UZLAŞTIRMA KALKACAK: Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ‘hakaret’ başlıklı 125/2 maddesinde değişiklik yapılacak. Bu suçlar uzlaştırma kapsamından çıkarılacak ve ön ödeme kapsamına alınacak. Düzenleme aynen yasallaşırsa; sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçlarında mağdurun şikâyeti üzerine fail hakkında soruşturma işlemleri başlatılacak. Şikâyete tabii olan hakaret suçunda şikâyet süresi 1 yılı geçemeyecek.
– GÜNLÜK 100 TL PARA CEZASI: Şüphelinin kimlik tespiti yapılarak ön ödeme belgesi gönderilecek. Ön ödemenin alt sınırı 3 ay 15 gün hapis olacak. Hakaret suçu TCK’nın 125/3 maddesi kapsamında ve kamu görevlisine karşı işlenmişse 1 yıl 2 ay (365+60 gün hapis) olarak uygulanacak. Bu alt sınırın karşılığı para cezası günlük 100 TL üzerinden hesaplanarak faile ön ödeme belgesi bildirilecek.
– DEVAM EDERSE CEZA ARTIRILACAK: Bu karardan sonra suç tekrarlanırsa faile uygulanacak ön ödeme miktarı yarı oranında artırılacak. Ön ödeme üzerine verilen takipsizlik veya düşme kararından itibaren 5 yıl içinde sosyal medya üzerinden yeniden hakaret suçu işlenmesi halinde ise artık ön ödeme hükümleri uygulanmayacak.
HUKUKÇU GÖRÜŞÜ: MAĞDURUN SÖZ HAKKI KALMAYACAK
– ANKARA Barosu avukatlarından Bekir Şabahat’la tartışılan bu düzenlemeyi konuştum. Avukat Şabahat, düzenlemenin hukuka, Anayasa’ya ve hak arama özgürlüğüne aykırı olduğunu savundu. Şabahat’a göre düzenleme aynen yasalaşırsa paketle hedeflenen suçların cezasız kalmayacağı yerine cezasızlık düşüncesi toplumda yaygınlaşacak. ‘Parasını verir, hakaret ederim’ gibi bir algı oluşacağı gibi kamu görevlileri ile vatandaşlar farklı uygulamaya tabi tutulacaklar. Şahabat’ın değerlendirmeleri özetle şöyle: “Özellikle son dönemde internet aracılığıyla sosyal medya platformlarından şerefe ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların, ceza soruşturması ve kovuşturması yoluyla takip edilebilme imkânından uzak çok kolay bir şekilde işlenebildiğini görmekteyiz.
KAMU GÖREVLİLERİ KAPSAM DIŞINDA
Şu anda CMK’nın 253. maddesi gereğince soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suçlar uzlaştırma kapsamında. Dolayısıyla hakaret suçu uzlaşma kurumunun işletilebileceği/uzlaşılabilecek suçlar arasında. Ancak kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hakaret ve cumhurbaşkanına hakaret suçu uzlaştırma kapsamındaki suçlardan değil. Zira bu suçların takibi şikâyete tabi olmayıp suçun mağduru kamudur. Bu haliyle getirilecek düzenlemede mağdurun rızası aranmaksızın, söz hakkı da elinden alınarak ön ödeme kapsamına alınması kişilik haklarına saldırıyı önleme hakkına müdahale teşkil etmektedir. Birçok sakıncayı da beraberinde getirmektedir. Bu sakıncaları şöyle sıralamak mümkün:
‘PARASINI ÖDERİM HAKARET EDERİM’
– AVUKAT Bekir Şabahat “Düzenleme birçok sakıncayı da beraberinde getirmektedir” görüşünde:
1 “Kamu görevlisine hakaret suçlarını istisna tutan bu düzenleme Anayasa’nın kanun önünde eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır.
2 Anayasa’nın hak arama hürriyetine aykırı. Kişinin şikâyet hakkı elinden alınıyor. Şüpheli korumaya alınırken, mağdurun faile ceza isteme hakkı sınırlandırılmaktadır.
3 Anayasa’da güvence altına alınan temel hakların etkin kullanılmasına engel olabilecek.
4 Kişiler manevi bütünlüklerine saldırıya açık hale getirilmektedir. Mağdurun kişilik haklarını koruma hakkı elinden alınıyor.
5 Anayasa’nın ‘din ve vicdan hürriyeti’ başlıklı 24. maddesine aykırıdır.
6 Tasarının cezasızlık algısını ortadan kaldırmayı hedeflediği ifade edilmiş ise de ön ödemeye tabi olması nedeniyle tam aksi bir durumun, “parasını öderim” diyerek hakaret edilebileceği şeklinde bir algının oluşacağı muhakkak.
7 Suçun mağdurları genellikle toplumda öne çıkan kişiler, siyasetçiler, akademisyenler, gazeteciler, iş ve sanat dünyasındaki ünlüler oluyor. Sürekli toplum önünde yer alan bu kişiler hedef alınmaları halinde açıkça aşağılanarak, hakaret ve küfüre maruz bırakılarak etki ve sindirmeye açık hale getirilecek.
8 Sosyal medya üzerinden hakaret suçunun uzlaşma kapsamından çıkarılması, sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçlarında ciddi artışa neden olabilecektir. Bu da yargı üzerindeki iş yoğunluğunu azaltmak yerine artıracaktır.
9 Suçun mağdurunun failden özür dileme ve hakaret içeren paylaşımı kaldırılması talepleri artık olamayacaktır. Böylece mağdurun iç huzurunu onarma imkânı da elinden alınacaktır.
10 Suç genellikle adli para cezası ve kısa süreli hapis cezaları kapsamına alınarak hem cezasızlık algısı yaratılacak hem de suçun tekerrürü halinde de ön ödeme kapsamında para cezası olarak sadece artırım yapılacak. Bunun ceza hukukunun etkisinin azaltılmasına sebebiyet vereceği de açıktır.”
GÖZLER MECLİS’TE
Avukat Şabahat’ın son uyarısı da şu: “Bu düzenlemenin bu şekilde yasalaşması, hukuki güvenilirlik ve adalet anlayışına zarar verebileceği gibi mağdurun yargılama aşamasındaki haklarını da tehlikeye sokabilir…”
Bakalım yargı paketinde bu suçların cezasında nasıl bir düzenleme yapılacak? Gözümüz kulağımız Meclis’te olacak.
GEREKÇE: KAZANÇ YOLU OLDU
– HÜKÜMET ve yargı çevrelerinden, paketteki bu düzenlemenin gerekçelerini araştırdım. Bu düzenlemenin gerekçesi, “Sosyal medyadaki şikâyetlerin gelir kapısı” haline getirilmesi. Uzlaşma şartı için istenen miktarlar dosyalarda mağdur sıfatıyla yer alan kötü niyetli kişilerce para kazanç kapısı olurken, dosya sayısı da her geçen gün artıyor. Cumhuriyet başsavcılıkları ve mahkemelerin bu suç nedeniyle iş yükü artıyor. Hatta o dönem İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcı Vekili olan son çıkarılan güz kararnamesi ile Bakırköy Adliyesi’ne hâkim olarak atanan Önder Yaman, dosya sayılarını ve çözüm önerilerini paylaşmıştı.
GEÇEN YIL 61 BİN ŞİKÂYET GELMİŞTİ
Buna göre sadece İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na sosyal medyadan hakaret suçuna ilişkin 2022’de 46 bin 240, 2023’te 61 bin 840 şikâyet başvurusu geldi. Sadece İstanbul’da bu suçlara ilişkin ortalama günde 200 civarında soruşturma evrakı kaydediliyor. Cumhuriyet başsavcılıklarının yıllık iş yükünün neredeyse yüzde 20’sini sosyal medya platformlarından hakaret suçları oluşturuyor.