Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

MHP Lideri Bahçeli ; Sağlık sorunu vardı Ameliyat oldu… Dinlendi… Ve anlamlı bir günde, Döndü,

Yavuz Donat, Sağlık sorunu vardı… Ameliyat oldu… Dinlendi… Ve anlamlı bir günde, Alparslan Türkeş’in ölüm yıldönümünde kamuoyunun, kameraların önüne çıktı. “Geçmiş olsun” diyoruz.
İçinde bulunduğumuz süreçte… Özellikle de toplumca özlemini duyduğumuz “Terörsüz Türkiye” konusunda yürütülen çalışmalarda söylem ve katkılarına büyük ihtiyaç var. ***

Yavuz Donat, Sağlık sorunu
Siyaset… Zarafet… Nezaket Başbakan Adnan Menderes, İngiltere’de uçak kazası geçirdikten sonra… İstanbul’a döndü ve trenle Ankara’ya geldi. Siyasi rakibi… Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı İsmet İnönü, Başbakan Menderes’i Ankara Garı’nda karşıladı:
“Geçmiş olsun… Hoş geldiniz.”
Türk siyasi yaşamında buna benzer zarafet, nezaket örnekleri de çoktur. ***
Bunlar… Çok güzel hareketler Başbakan Turgut Özal, iki kez Amerika’da ameliyat oldu… Kalp ameliyatı, göz ameliyatı.
İkisinden sonra da siyasi rakibi Süleyman Demirel’in ilgisiyle karşılaştı.
Birinde… Demirel, eşiyle birlikte Başbakanlık Konutu’na gitti… “Geçmiş olsun.”
Diğerinde… Mektup yazdı… “Eşinin ve kendisinin sağlık dileklerini” iletti.
Doğrusu budur… Siyaset de, insanlık da budur. ***
Rahmetle
Başbakan Turgut Özal, kalp ameliyatından sonra “İyiyim... Bana bir şey olmaz” gibi sözler söylüyordu.
Demirel… Bir gün bana dedi ki:
“Turgut Bey’e benim şu sözlerimi ilet… Sağlıkla şaka olmaz… Sağlığına dikkat etsin… Eşi ve çocukları var… Ülkeye yapacağı hizmetler var.” Şimdi… İkisi de başka bir âlemde… Rahmetle anıyoruz. ***
Hiddet… Cinnetin yarısıdır Devlet Bahçeli başarılı bir ameliyattan sonra evine dönünce…
Allah’ım, o da ne, bir yaylım ateşi başladı ki sormayın gitsin.
Kimileri, “Öldü” dedi.
Kimileri, “entübe edildiğini” söyledi… Uyutuldu.
Kimileri de… Kına satılan aktar dükkânlarının önünde kuyruğa girdi.
Yükselen seviyesizlik… Dibe vuran terbiye.
Bu ne kin? Bu ne hiddet? ***
Bizim okul
Devlet Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu, Rifat Hisarcıklıoğlu, aynı okulun mezunlarıyız. Onlar… Benden sonraki mezunlar. Hepsini de yakından tanıdım… Anlatacağım çok şey var.
Yıllar önceydi… Osmaniye Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği yöneticileri Ankara’ya gelmişlerdi.
İki istekleri vardı:
1. Dernek binamız yok… Devlet, bize bir arsa versin… Bina yapacağız.
2. Şehit ailelerini mezarlığa veya hastaneye götürmek için minibüs lazım… Devlet, bize bir minibüs versin.
Olayın yakın tanığıyım… Ve daha önce de yazdım… Devlet Bahçeli, kendi tapulu arazisinden şehit ailelerine ve gazilere yer verdi.
Kendi cebinden minibüs aldı… Hediye etti.
Bazı kendini bilmezlerin… Terbiyesizlerin… “Ölmesi için dua ettikleri” Devlet Bahçeli, işte bu insan. ***
Hodri meydan Mehmet Kaya… Diyarbakır’ın vicdanı… Akil adamı… Kanaat önderi… Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı.
Ona sormuştum... “Bahçeli, Diyarbakır’a gelse nasıl karşılanır?”
Verdiği yanıtı yazmıştım… 15 Ocak 2025:
Sayın Bahçeli, konuşma yapacağı Darkapı Meydanı’na araçlarla, korumalarla gitmez… Yürüyerek gider… Halkın selamlarını ala ala.
İnsanlar, sergilediği cesaret için teşekkür ederler.
İstasyonun önündeki meydan tıklım tıklım dolar… Bölge insanı Bahçeli’yi alkışlar.
Acaba… Devlet Bahçeli’ye beddua edenler… Diyarbakır’a gidebilirler mi? Hodri meydan. ***
İyilik… ‘Gizli yapılır’
Asrın depremi… 6 Şubat 2023… Osmaniye… Binin üzerinde can kaybı… 2 bin 500 yaralı… 26 bin ev hasarlı.
Devlet Bahçeli… Kendi kesesinden 10 TIR yardım malzemesi gönderdi… Gıda maddesi… Giyecek… Isıtıcı… Battaniye… Aklınıza ne gelirse.
Ve… Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz’a sıkı sıkı tembih etti:
“Hemşerilerim, bunları benim gönderdiğimi bilmesinler.” ***
‘Bahçeli Abi’ Terörsüz Türkiye… Sokağın sesini dinlemek için yollardayım… 2025’in ilk haftasında.
Mardin… Dargeçit… Nusaybin, Kızıltepe, Derik… DEM Partili çok kişi Devlet Bahçeli’den, “Bahçeli Abi” diye söz ediyordu.
Yazmıştım… 6 Ocak 2025… Pazartesi.
Milyonlar… Devlet Bahçeli’nin DEM Parti’ye uzattığı zeytin dalının meyve vermesini beklerken…
Kimileri de… Dalın kurumasını bekliyorlar… Dört gözle. ***
Caminin tabelası Osmaniye Gazeteciler Derneği Başkanı İsrafil Avcı ile dolaşıyorduk… Çarşı pazar… İlçeler… Bahçe, Kadirli, Toprakkale, Hasanbeyli… Yıl 2018.
Gezerken…
Bir cami gördük:
“Bahçeli Camii.”
İsrafil Avcı… “Abi” dedi:
Galiba, caminin tabelası dikkatinizi çekti… Anlatayım.
Bu mahalleye cami yapılacaktı… Cami Yaptırma Derneği kuruldu… Ama bir türlü arsa bulamadılar.
Devlet Bey duymuş… Hemen talimat verdi: “Benim arazimden bu cami için bir parsel verilsin…”
Cami yapılmış… Derneğin vefası… Camiye isim… “Bahçeli.”
Yazmıştım… 26 Mart 2018. ***
Zeytin dalı kurumasın Devlet Bahçeli… Ameliyat sonrası bazı siyasetçi ve gazetecilerle telefonla konuştu… Hemen bir kulp takıldı:
“Konuşan Bahçeli değil… Yapay zekâ ile onun sesi taklit edildi.”
Sonra…
Alparslan Türkeş’in ölüm yıldönümünde görüntülendi… Anıt mezara karanfil… Ardından Alparslan Türkeş Siyaset Akademisi Vakfı’nı açtı... Oradan parti genel merkezine geçti… Dışarıdaki kalabalığı selamladı… Bozkurt selamı.
Fitne sektörü boş durur mu?
– Gerçek Devlet Bahçeli değildi… Dublörüydü.
Her aptal mutlaka kendisine inanacak, hayran olacak başka aptallar bulur… Memleketimizde çok. Geçmiş olsun Sayın Bahçeli.
Zeytin dalı kurumamalı.
Bunlar bir ara birbirlerine acayip takıyorlardı. CHP Genel Başkan Yardımcılarından Prof. Hurşit Güneş verdiği bir röportajda dile getirmişti ya hani, onu diyorum.
“Bakın çok ilginç bir şey yapacağız” demişti, “Üçgen biçiminde birbirimize takacağız. Ben Haydar Bey’e takacağım, Haydar Bey Mehmet Bey’e takacak, Mehmet Bey de bana takacak…” (Gazeteciler de hınzırca gülmüşlerdi.)
Gel zaman git zaman, tarzları veya yöntemleri değişse de huyları hiç değişmedi.
“Huyları” dediğim, rozet yoluyla üçgen şeklinde birbirlerine takamadıklarında (ki en zararsızı veya masumu budur) ihanet yoluyla dümdüz takıyorlar.
Öncelikle İmamoğlu ve Özgür Özel bir oldu, Mansur Yavaş da zoraki aralarına katıldı, üçü birden Kılıçdaroğlu’na taktılar. Günün sonunda Özgür Özel hepsine birden takıp Üsküdar’ı geçti.
Nurlar içinde yatası Attila İlhan “İhanet bir bilmecedir” demişti, bunlarınki bilmece değil adeta gelenek.
Mesela, Sevgili Kılıçdaroğlu kaset kumpasına maruz kalan dönemin CHP Genel Başkanı Baykal’a asla ihanet etmeyeceğini, genel başkanlığa aday olmayacağını dile getirdiğinin ertesi, Baykal’ın koltuğuna oturmuştu.
Lakin, “Keser döner, sap döner, gün gelir hesap döner” misali, genel başkanlığını kaybettiği CHP Kurultayı hakkında, “Sırtımdan hançerlendim!” diyen de kendisi oldu. Mezkûr sözünü “Yol arkadaşınızın size ihanet etmemesi gerekir…” şeklinde açıklayınca da Özgür Özel ortaya atlayıp, “Ben üzerime alınmıyorum…” dedi. (Yok hayır, “Madem üzerine alınmıyorsun neden ortaya atlıyorsun?” diyen olmadı.)
Koca partide Kılıçdaroğlu’nun arkasından ağlayan bir tek Özgür Özel’di.
Gelgelelim, CHP’liler tarafından “şaibeli” olduğu iddia edilen o kurultayda Kılıçdaroğlu’nun koltuğuna “çöken” de o oldu.***
Ekrem İmamoğlu CHP’yi iyi tanıdığı için olsa gerek işi baştan sıkı tutmak istedi.
Dedi ki: “Öyle yağma yok! ‘Ben bir adım geri durayım, üç adım geriden izleyeyim, Ekrem tökezlesin de belki onun yerine ben geçerim!..’ ‘Pışık’ derim ona ben. Öyle bir şey yok. Öyle yağma yok…”
Herkes kimi kastettiğini anladı. Mansur Yavaş da zaten daha diploma olayında su koyuverdi. O kadar ki, diploma usulsüzlüğü iddialarına ilişkin bir soruya ellerini ovuştururcasına, “Biz de basından duyduk. Gelişmeleri hep beraber izleyelim…” dedi.
Bakmayın siz daha sonra, İmamoğlu hakkında “Yol arkadaşım” demesine veya hızla geri vitese takıp, “Hukuka ve tüm mevzuata uygun diploma” nitelendirmesi yapmasına.
İmamoğlu’na kim daha çok sahip çıkarsa CHP’de parsayı o toplar yarışıdır bu!
Özgür Özel yarışa önde başladı ama Mansur Bey’in de elleri armut toplamadı. Bundan sebep, “Cumhurbaşkanlığı adaylığımı günü gelince değerlendireceğim (şeklindeki) kararımı, bu hukuksuzluk ortadan kalkana kadar askıya alacağımı da kamuoyuna ilan ediyorum…” dedi.
Ne derse desin Özgür Özel’i geçmesi mümkün değildi. Saraçhane’deki sahip çıkma şovları boşuna değildi ya! ***
İmamoğlu olanca kurnazlığıyla Mansur Bey’e kafayı taktı ama Özgür Özel hiç beklemediği yerden golü ağlarına taktı.
“Çift santrforumuz var” deyip bir elini İmamoğlu’na attı, başını da Mansur Yavaş’ın omzuna yasladı. Sonra da ikisine birden rüşveti kelamdan malul “kalp işareti” takarak saf dışı bıraktı.
Aklınıza ne oldu, ülkesini İngiltere’ye şikâyet eden “santrforum” dediklerine mi takamayacaktı?
Özgür Özel’in rakibi artık kalmadı. CHP’liler bundan sonra etrafında ikbal için kenetleneceklerdir.
İmamoğlu devasa maddi imkânlara sahip İBB’yi içerden eskisi gibi yönetebilirse belki bir şansı olabilir diyeceğim ama, kuvvetle muhtemel CHP’liler yine ihbar edeceklerdir.
Herkesten evvel de Özgür Özel ihbar etmezse, ben bir şey bilmiyorum.
Yavuz Donat
HABER Turan RECEPOĞOLU
Turan Azerbaycan Gazetesi