Şanlı Zaferin gururunu ve sevincini yaşasak da, yakın komşularımıza, onların bize karşı duydukları kin ve intikam duygularının farkındaydık. Bu yüzden Anavatanı koruma konusunda daha güçlenmeyi ve tetikte olmayı seçtik. Zaman bize yanılmadığımızı defalarca gösterdi. Geçen yıl Karabağ’da Ermenistan ordusunun kalıntıları ve ayrılıkçılara karşı yerel terörle mücadele tedbirleri sırasında düşman yalnızca 23 saat 43 dakika direnebildi. Operasyon, 24 saat içinde düşman tarafından beyaz bayrağın çekilmesi ve Azerbaycan’ın anayasal yapısının tamamen restorasyonu ile sonuçlandı. Bu, Vatanseverlik Savaşı sonrasında Azerbaycan Ordusunun güçlenmesinin en açık örneğiydi.
Şu anda Azerbaycan’da ordu kurma süreci hızla devam ediyor, Silahlı Kuvvetlerimizin cephaneliği modernize ediliyor, askeri personelin profesyonelliği artırılıyor. Kırk dört gün süren hakk savaşımızın ilk gününden son gününe kadar desteğini en üst düzeyde gösteren Türkiye, savaş sonrası dönemde de kardeşini yalnız bırakmıyor. Şu anda iki kardeş ülke arasındaki askeri işbirliğinin üst düzeyde olması tesadüf değil. Daha çok kardeş Türkiye modeline uyarlanan Azerbaycan Ordusu, modern silahlarla donatılıyor. Bu bağlamda, Başkomutan’ın emriyle Türkiye Silahlı Kuvvetlerinin tecrübesine dayanarak Azerbaycan Ordusu’nda komando askeri birliklerinin oluşturulduğunu da belirtmek gerekir. Bir asırdan fazla tarihi olan Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin yeni nefesi sayılan komando birlikleri, Karabağ’da gerçekleştirilen başarılı terörle mücadele operasyonuyla kendilerini doğrulttular.
Azerbaycan Ordusu’nun kuruluşunun 106. yıl dönümü arifesinde medya temsilcileri, komando birliklerinden biri olan Hadrut’taki askeri birliği ziyaret ederek, askeri personel ile yakından görüşme fırsatı buldu ve onlar için yaratılan koşullar hakkında bilgi aldı.
İlk olarak gazetecilere yönelik, ordumuzun cephaneliğinde bulunan yerli ve yabancı silahların küçük bir kısmının, komandoların giyim ve yiyeceklerinin sergilendiği bir sergi düzenlendi.
17 yıldır Azerbaycan Ordusunda görev yapan asker Saleh İsmayilov, sergide sergilenen döner kanatlı “Kargu 2” saldırı drone’si hakkında bilgi vererek, bu silahın düşmanın insan gücünü yok etme amaçlı olduğunu söyledi: “Tam savaş hazırlığı ağırlığı 8 kilogramdır, eğitim ve savaş başlıklarından oluşur. 1,2 kilogram ağırlığındaki savaş başlığı 840 mermiden oluşuyor. Vurucu drone tam teçhizatla 5 kilometre uçuş mesafesinde 45 dakika kalabiliyor. Düşmanın insani gücünü tespit ederken o drone aracılığıyla onu yok etmek mümkün. “Mover 3D” ve “Mover 3E” gözlem drone’ları, savaşlar sırasında özel görevlerde gruplar içinde yaklaşmakta olan düşmanın faaliyetlerini gösterir”.
44 gün süren Vatanseverlik Savaşı sırasında Cebrail bölgesine yönelik yürütülen askeri operasyonlara gururla katıldığını kaydeden S. İsmayilov, galip Azerbaycan Ordusu’nun askeri olmaktan gurur duyduğunu belirterek, 26 Haziran – Silahlı Kuvvetler Günü münasebetiyle tüm ordu mensuplarını tebrik etti.
Sergide, Azerbaycan Ordusu’nun cephaneliğindeki yerli silahların parametreleri hakkında bilgi veren ordumuzun askeri Röyal Cafarov, Azerbaycan’da üretilen “İstiklal” silahı hakkında şunları söyledi: “İstiklal” silahının kalibresi 14,5 milimetredir. 2 bin 256 milimetre uzunluğa sahip silah, optik ve mekanik nişangahla donatılıyor. Silah mermisinin maksimum uçuş mesafesi 7 bin metredir.
“RPG” 40 milimetrelik kişisel otomatik el bombası fırlatıcı, açık siperlerde ve yamaçların arkasında düşman insan gücünü yok etmek için tasarlanmıştır. Aynı zamanda asılı bir vuruşu da var. Ağırlığı 5,9 kilogram, uçuş mesafesi 1000 metre, etkili uçuş mesafesi ise 375 metredir.
Daha sonra gazeteciler askeri yurt, spor kompleksi ve çamaşırhanenin faaliyetleriyle tanıştı.
Dokuz aydır komando birliğinde görev yapan asker Samir Cafarov, Anavatan’a layıklı hizmet edebilmeleri için tüm şartların oluşturulduğunu belirterek, “Profesyonelliğimizi artırmak için üst düzeyde eğitimler yapılıyor. Askeri birimde beslenmemize ve fiziksel kondisyonumuza özel önem verilmektedir. Boş zamanlarımızıburada verimli bir şekilde geçirebileceğimiz fırsatlar var.”
S. Cafarov, Vatanseverlik Savaşı’ndaki zaferin ardından orduda görev yapmak istediğini ve yeni oluşturulan komando birliğinde görev yapmaya karar verdiğini söyledi: “Vatanseverlik Savaşı sırasında Tovuz’da askerlik yapıyordum. Ne yazık ki o zaman savaşma fırsatım olmadı. Ancak galip Ordunun bir üyesi olarak Anavatan’a hizmet etmeyi kendime hedef koydum. Savaştan kısa bir süre sonra oluşturulan komando birlikleri dikkatimi çekti. Kendimi komando birliğin bir üyesi olarak görmek istedim ve aldığım eğitim sonrasında bunu başardım. Cesur Azerbaycan Ordusunun bir mensubu olmaktan ve Anavatanı korumaktan gurur duyuyorum.”
Yerel terörle mücadele tedbirleri sırasında Hocalı istikametinde yürütülen operasyona katılan Azerbaycan Ordusu’nun askeri Ehtiram Allahyarov, muharebe hazırlıklarını üst düzeyde tutmak için kurs ve eğitimlere katıldıklarını vurguladı. E. Allahyarov, bundan sonra da düşmana layıklı bir karşılık vermeye hazır olduklarını belirtti.
“Şehit aileleri ve gazilerimiz başta olmak üzere tüm ordu mensuplarımızın Silahlı Kuvvetler Günü’nü kutluyorum. Cesur Azerbaycan Ordusunda hizmet etmekten gurur duyuyorum” diyen asker sözlerini tamamladı.
Mediatur’dan aldığımız izlenimler bize hem gurur verdi, hem de güvenimizi artırdı. Ergüneş Dağı yakınlarında Türklüğün ifadesi olan mavi rengin ışığının dostlara güven verdiği, düşmanların ise gözlerini kamaştırdığını gördük. İki nehir arasında – Hadrut’ta iki güçlü Türk devletinin birliğinin bir diğer simgesi olan mavi bereliler, nezih ve tedbirli hizmetleriyle bizi küçümseyenleri korkutmaya devam ediyor.