İlk olarak gazetecilere, sözde “teröristler” tarafından ele geçirilen geminin deniz özel kuvvetleri tarafından kurtarılması, sözde düşmanın arkasındaki faaliyet ve az sayıda düşmanla karşılaşma sırasında deniz özel kuvvetlerinin faaliyeti, pusuya düşürülen arabanın deniz piyadeleri tarafından pusudan çıkarılması ve konvansiyonel düşman arabasının pusuya düşürülmesi ve gizli belgelerin ele geçirilmesi poerasyonlarının yanı sıra geminin savaş ve seyahat için hazırlanması, komuta merkezi personelinin eğitim heyecanı amacıyla yerlerinde tam kadro ile katılımının üst komuta heyetine raporlanması süreçleri gösterildi.
Dalgıç izci, Deniz Özel Kuvvetlerinin, çok zorlu eğitim ve hazırlıklar sonucunda Vatanseverlik Savaşı’nda verilen görevleri başarıyla yerine getirdiğini belirterek, “Birçok yabancı ülkede düzenlenen kurslara katılarak, soğuk havalarda ve zorlu arazi şartlarında yoğun antrenmanlar yaparak hazırlığımızı en üst seviyeye taşıdık. Bu da bizim 44 gün içerisinde en sorumlu görevleri yüksek doğrulukla yerine getirmemizi ve Zaferden payımızı almamızı sağladı.
Deniz Kuvvetlerinin özel kuvvetleri savaşın ilk günlerinden itibaren tam hazırlıkla savaş bölgelerine tahliye edildikten sonra Goranboy bölgesine bağlı Tapgaragoyunlu köyü, Fuzuli, Cebrayıl istikametlerinde, Arazboyu topraklarda da savaşmış, Gubadlı’nın ve Gızılgaya yüksekliğinin kurtarılması gibi zorlu görevleri zamanında ve başarıyla tamamlamışlardır.
Savaştan sonra bile gelişme ve profesyonelliğin artırılması devam ediyor. Özel görevliler çeşitli kurs ve eğitimlere katılmaktadır. Deniz Kuvvetlerinin özel kuvvetleri, Vatanseverlik Savaşı’nda gerçekleştirilenlerden daha zor operasyonları gerçekleştirmeye hazır. Muzaffer Başkomutan’ın talimatıyla her türlü göreve hazırız.”
Mayıs 2020’den bu yana Deniz Kuvvetleri’nde özel bir kuvvet olarak görev yapan bir diğer dalgıç izci ise, Vatanseverlik Savaşı sırasında 42 gün boyunca savaş alanında savaştığını ve Hocavend bölgesinin bilinmeyen yüksekliğinde düşman tarafından atılan mermi sonucu ağır yaralandığını söyledi: “Anavatan’a özel bir kuvvet olarak hizmet etmek benim çocukluk hayalimdi. Bu yüzden bu yolda zorluklara rağmen emin adımlarla ilerledim. Çeşitli özel eğitimlerden geçtim. Savaştan birkaç ay önce deniz özel kuvvetlerinde çalışmaya başladım. Vatanseverlik Savaşı benim en büyük sınavımdı. O sınavdan başarıyla çıktığım için mutluyum. Savaşın 42. gününde savaş alanında ağır yaralanmama rağmen bu beni hizmetime devam etmekten alıkoymadı. Genel olarak Vatanseverlik Savaşı sırasında Deniz Kuvvetlerinin özel kuvvetleri Terter, Fuzuli, Cebrail, Zengilan, Gubadlı istikametlerinde meşhur operasyonlar gerçekleştirdi. Hudaferin rezervuarına bayrak dikip diğer birliklere eslim ettiler. Gubadlı’nın işgalden kurtarılaraq Başkomutan’a rapor edilmesi bize büyük bir gurur yaşattı. Deniz Kuvvetleri, düşmanın Azerbaycan topraklarına karşı su üstünde, su altında veya karada herhangi bir faaliyette bulunmasını engellemeye tamamen hazır ve muktedirdir.
26 Haziran – Silahlı Kuvvetler Günü’nü toprak bütünlüğünün tam olarak sağlandığı Azerbaycan’da kutlamak çocukluk hayalimdi. Vatanseverlik Savaşı’na katılarak bu sevincin bir parçası olmak benim için büyük bir onurdur. Deniz Kuvvetlerinin bir üyesi olmaktan gurur duyuyorum.”
Deniz Kuvvetleri’nin deniz piyadeleri bölümünde görev yapan bir subay, Deniz Kuvvetleri’nin 27 Eylül 2020’de başlayan Vatanseverlik Savaşı’nda büyük bir kahramanlık gösterdiğini ve Gubadlı, Cebrayil ve Fuzuli istikametlerinde birçok muharebe görevini layıkıyla yerine getirdiğini söyledi:
“Ayrıca terörle mücadele operasyonlarında deniz piyadeleri olarak Ağdam istikametinde Farruh ve birçok isimsiz yüksekliklerin, düşman mevzisinin ele geçirilmesinde büyük bir faaliyet yürüttük. Savaşlar bittikten sonra bile eğitimlerimize devam ediyor, becerilerimizi ve profesyonelliğimizi artırıyoruz. Deniz piyadeleri olarak gücümüzü eğitimde de gösteriyoruz. Bundan sonra da teyakkuzumuzu sürdürerek her türlü düşman provokasyonunu önlemeye her zaman hazırız.”
Ziyaret sırasında herkesin aklında bir fikir oluştu: Onlar karada veya suda ses çıkarmadan son derece profesyonelce hareket edebiliyorlar. Bu yüzden Hazar’dan kıyıya, karadan denize onlardan habersiz bir meltem bile esemez…