Sevincin üzüntüyle, hüznün gururla karıştığı o günler, her yıl değişmeyen duygularla kutlanıyor. Kurtarılan bölgelerin yıldönümleri, haklı savaşımız uğruna şehit düşen kahramanların anılması vs… Büyük Zaferden sonra tüm dünyanın gerçeği görmeli ve kabul etmeli oldu. Ermenilerin otuz yılda uydurduğu her şey yalandı, bu toprakların gerçek sahipleri artık geri dönmüştü. İşgal döneminde o topraklarda cansız taş ve duvara yapılanlar, asıl işgalcinin ve celladın kim olduğunu ortaya çıkardı. Şanlı Zafer’den kısa süre sonra yeniden yapılmış Karabağ’ın yerli halkı, geldiklerini duyurdu.Vatan Savaşı’ndan sonra defalarca provokasyona başvuran Ermenilerin başarısızlığının zirvesi, geçen yıl 23 saat 43 dakika süren yerel terörle mücadele tedbirleriydi. 24 saat dolmadan beyaz bayrak çeken Ermenistan silahlı kuvvetlerinin geri kalanları. yasadışı ermeni silahlı grupları silahsızlandırılarak ülkeyi terk etti. Karabağ’daki yasadışı cunta rejimi kaldırıldı, ayrılıkçıların önde gelen liderleri tutuklandı ve Azerbaycan devlet egemenliğini tam olarak sağladı.
Azerbaycan’ın zafer tarihi, Hankendi, Hocalı, Ağdere, Hocavend, Askaran’da üç renkli bayrağımızın yükselmesi, toprak bütünlüğümüzün ve anayasal yapımızın tamamen restorasyonu ile sona erdi.
8 Kasım 2023’te Hankendi şehrinde Vatan Savaşı Zaferi’nin üçüncü yıldönümüne adanan ciddi bir askeri geçit töreninin düzenlenmesi Zaferimizin muhteşem bir sembolü haline geldi.
Yaklaşık iki asır sonra bir bütündük, dünyanın dört bir yanında yaşayan 50 milyon Azerbaycanlı artık alnı açık, dimdik yürüyebiliyordu. Elde edilen zafer bölgedeki tüm dengeleri Azerbaycan lehine değiştirdi. Muzaffer Başkomutan, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in önderliğindeki Cesur Azerbaycan Ordusu ve kararlı halk dünyanın ilgi odağına çevrildi. Artık herkes bizimle hesaplaşmak zorunda…
Kasım ayında “ekvator hattı” Bakü’den geçecek
Şanlı Zafer’in ardından elde ettiğimiz en önemli başarılardan biri de ülkemizin, dünyayı ilgilendiren temel konuların tartışıldığı yerlerden biri haline gelmesiydi. Bu noktada, 11-22 Kasım tarihleri arasında Azerbaycan’da düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (COP29) Taraflar Konferansı’nın 29. oturumunu özellikle not etmek gerekiyor. Başkentimiz, gezegenin milyarlarca sakininin kaderini belirleyecek küresel sorunlara çözüm bulma merkezi haline gelecektir. Dünyanın gözü Bakü’de olacak, “ekvator hattı” başkentimizden geçecek dersek yanılmış olmayız. Etkinliğin hazırlıklarının 11 ay boyunca en üst düzeyde yapılması ülkemizin gücünün ve potansiyelinin bir başka göstergesidir. Elbette Azerbaycan’ın böylesine prestijli bir etkinliğe ev sahipliği yapması tesadüf değil. Bundan önce yapılan çalışmalar göz ardı edilmemelidir. Azerbaycan’ın 2030 yılına kadar sosyo-ekonomik kalkınması için beş ulusal öncelikten biri “Temiz çevre ve yeşil büyüme ülkesi” olarak tanımlanıyor. Bu öncelik doğrultusunda çevrenin iyileştirilmesi, yeşilliğin yenilenmesi ve arttırılması, su kaynaklarının ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının verimli kullanılmasının sağlanmasına yönelik çalışmalar yapılıyor. Baz yıl (1990) ile karşılaştırıldığında Azerbaycan, sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar yüzde 35, 2050 yılına kadar ise yüzde 40 oranında azaltma hedefini belirledi. İşgalden kurtarılan Karabağ ve Doğu Zengezur, aynı zamanda Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti yeşil enerji bölgeleri ilan edildi. Kısacası Azerbaycan’ın çevrenin ve bileşenlerinin korunmasına ilişkin sözleşmelere uyması, yükümlülüklerini yerine getirmesi, hatta yeniden inşa edilen Karabağ ve Doğu Zengezur’u yeşil enerji politikasına dahil etmesi uluslararası kuruluşların dikkatinden kaçmadı ve büyük beğeni topladı.
Bu nedenle COP’un 29. oturumunun Azerbaycan’a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi. Bu, bir yandan Azerbaycan’ın artan nüfuzunun açık bir örneğidir, diğer yandan ise sadece bölgede değil, tüm dünyada, aynı zamanda gezegenin her sakini için barışın, huzurun ve adil konumun savunucusudur. Otuz yıldır taş üstünde taş bırakmayan, hırsını ağaçtan, çalıdan çıkaran Ermenistan, sadece insanlığın değil, tüm canlıların celladı olduğu herkes için açıktı. İtiraf edenler de oldu, görmezden gelenler de, görüp susanlar da…Ülke cumhurbaşkanının ilgili Kararnamesi ile 2024 yılının “Yeşil Dünya için Dayanışma Yılı” olarak ilan edilmesi, COP29 çerçevesinde çevre odaklı önlemlerin daha da güçlendirilmesine ivme kazandırdı. Kısacası Kasım ayında tarihi Zaferimizin dördüncü yıl dönümünü büyük bir sevinçle kutlayacak, gezegenin güney ve kuzey yarımkürelerinin temsilcilerini ülkemizde bir araya getireceğiz.
Medya Kuruluşu Olarak “EMEDIA GROUP”Projelerimizle devlet politikasını destekliyoruz
Bir ülkenin sürdürülebilir kalkınmasında toplumun tüm kesimlerinin devlet politikasında dikkate alınmasının ve süreçlere aktif katılımlarının sağlanmasının önemli rol oynadığı herkes tarafından bilinmektedir. Bu nedenle hassas sınıfın ve özel bakıma muhtaç vatandaşların refahı ve topluma entegrasyonları dikkate alınmalıdır. Azerbaycan’ın bu alanda birçok ülkeye örnek olan devlet politikasıyla öne çıktığını kesin olarak söyleyebiliriz. İyi haber şu ki, özel kurum ve kuruluşlar kapsayıcılığı sağlama konusuna yakından dahil oluyor ve kamu politikasının daha etkili sonuçlarından pay sahibi oluyor. Haydar Aliyev Vakfı’nın Birinci Başkan Yardımcısı Mehriban Aliyeva’nın liderliğindeki savunmasız vatandaşlara yönelik proje ve girişimlerinden özellikle bahsetmek gerekir. Yapılan çalışmalar sonucunda farklı engelli vatandaşlarımız da toplumumuzun diğer bireyleri gibi haklarından yararlanabilmekte ve yeteneklerini ortaya çıkarabilmektedir. Savunmasız vatandaşların COP29 etkinliğine aktif katılımının sağlanması ve hesap verebilirlik ve katılım yükümlülüklerinin yerine getirilmesi övgüye değerdir. Şehit çocuklarının kendi elleriyle fidanlara hayat vermesi ve babalarının canları pahasına kurtardığı Azerbaycan’ın yeşillendirilmesine katılmaları bu yıl düzenlenen etkinliklere sembolik anlam katıyor.
COP29’un günlük tematik programının beşeri sermaye, çocuklar ve gençler, bilim, eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konuları içerdiği biliniyor. “EMEDIA GROUP” Medya Kuruluşu olarak hayata geçirdiğimiz etkinlik ve projelerde şehit aileleri, savaş engellileri ve gaziler her zaman ön planda olmuştur. Son projelerimiz farklı derecelerde engeli olan çocukları içeriyor. Bu çocukların her birinin içinde bir hazine, bir beceri yatıyor. Gelecekte çeşitli alanlarda profesyonel uzmanlar haline gelebilirler ve yetenekleriyle vatan’a ve insanlara fayda sağlayabilirler. Biz onların içlerinde saklamaktan çekindikleri becerileri ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. O sınıfın çocukları şunu bilmelidir ki, toplumumuz onları kucaklıyor ve destekliyor. Tüm bireyleri ile çeşitliliği seven, kapsayıcı bir toplumla gelişmek istiyoruz. Kim bilir belki de o çocuklar arasından insanlığın belası olan iklim değişikliğiyle mücadeleye etkili bir çözüm ortaya koyabilecek veya bir buluşla su ve toprak kaynaklarının verimli kullanılmasına ve alternatif enerjinin yaygınlaşmasına yol açabilecek bir uzman çıkar. Dolayısıyla o çocukların becerilerini kullanarak toplumumuzun gelişimine öncülük edebiliriz. Ayrıca onlara küçük yaşlardan itibaren aşıladığımız vatan sevgisi, doğa sevgisi, hayvanlara karşı dostane yaklaşımın gelecekte çok büyük faydalarını görebiliriz.Cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kuruluşun mevcut ve gelecekteki projeleri arasında öncelikli yönlerden biridir. Kız çocuklarına ve kadınlara çeşitli alanlarda profesyonel uzmanlar olarak okuma, çalışma ve ülkemizi dünya arenalarında ve uluslararası ortamlarda temsil etme fırsatı yaratmalı, engelleri ortadan kaldırmaya çalışmalıyız. Kısacası, insan sermayesinin doğru kullanılması ve sürdürülebilir kalkınmadaki rolünün desteklenmesi yönündeki çabalarımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Kuruluş olarak her zaman güncel konulardaki projelerle anılmayı ve devletin uyguladığı politikayı kendi çalışmalarımızla desteklemeyi hedefledik. Bütün toplum olarak birleşip kazandıkça kalkınmanın en yüksek zirvesine doğru emin adımlarla ilerleyeceğimize eminiz.
ELŞAN ALİYEV
“EMEDIA GROUP” MEDYA ORGANİZASYONU BAŞKANI