Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

CUMA HUTBESİ

MİRACIN HEDİYESİ, DİNİMİZİN DİREĞİ

MİRACIN HEDİYESİ, DİNİMİZİN DİREĞİ NAMAZ

Muhterem Müslümanlar!
Önümüzdeki Pazar akşamı Receb ayının yirmi
yedinci gecesi. Bizler, asırlardır bu gecede
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in İsrâ ve Miracını yâd
eder, Yüce Rabbimizin kullarına ikram ettiği
müjdeleriyle seviniriz. Geliniz, bu haftaki
hutbemizde; miracın hediyesi olan, hayatımıza anlam
katan, kalplerimize huzur veren namazın önemini bir
kez daha hatırlayalım.
Aziz Müminler!
Namaz, İslam’ın beş temel esasından biridir.
Tekbirle başlayıp selamla sona eren; aklımızın,
kalbimizin, dilimizin, hâsılı bütün bedenimizin
Rabbimize yöneldiği eşsiz bir ibadettir. Tüm
farklılıkları ortadan kaldırarak inananları Allah’ın
huzurunda bir tarağın dişleri gibi eşitleyen, onları
omuz omuza bir araya getiren kulluk vazifemizdir.
Değerli Müslümanlar!
Beş vakit namaz, aceleye getirilecek,
ertelenebilecek, araya sıkıştırılacak, aradan
çıkarılacak ya da son vakte bırakılacak bir ibadet
değildir. Zira namazsız Müslümanlık olmaz.
Müslüman namaz kılar, namaz da insanı insan kılar.
Bir kişinin hayatında geçirebileceği en kıymetli vakit,
namazını eda ettiği vakittir. Namazsız geçen bir
ömür, ziyan edilmiştir. Dolayısıyla Müslüman, dinen
geçerli bir mazereti bulunmadıkça namazını terk
edemez, ‘Sonra kılarım!’ düşüncesiyle kazaya
bırakamaz. Müslüman’a düşen, işlerini namaz
vakitlerine göre tanzim etmektir. Nitekim Peygamber
ُة ِع َما ُد ,(s.a.s (Efendimiz
ل صَ الَ
ا َ
ِ
dinin Namaz “ال دّ۪ ين
direğidir.”1 buyurarak konunun önemine dikkat
çekmektedir.
Kıymetli Müminler!
Hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede
Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Kitaptan sana
vahyedilenleri oku, namazını da özenle kıl. Çünkü
namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar…”2
Evet, hayatımızın gayesi kulluk; kulluğumuzun amacı
da iyi bir Müslüman olmaktır. Bu sebepledir ki,
namazlarımız bizleri haramlardan alıkoymalıdır.
Dilimizi yalandan, kalbimizi kinden, elimizi
kötülükten uzak tutmalıdır. Her türlü günahtan
arındırmalıdır. Şayet namaz kıldığımız halde
kötülüklerin esiri olmuşsak; o zaman kalbimizi,
kazancımızı ve hayatımızı Kur’an ve sünnete göre
yeniden gözden geçirmeliyiz.
Aziz Müslümanlar!
Bir defasında Peygamber Efendimiz (s.a.s),
“Kalk ya Bilâl! Bizi namaza çağır! Namazla bizi
ferahlat!”3 buyurmuş, hayatın yoğunluğunun ancak
namazla hafifleyeceğini ümmetine hatırlatmıştır. O
halde, namazlarımızı bir külfet değil, gündelik
meşgalelerle yorulan ruhlarımıza sekinet veren bir
nimet olarak görelim. Geciktirmeden, geçiştirmeden,
sünnetlerine ve ta’dili erkânına riayet ederek huşuyla
kılalım. Namazın olgunlaştırdığı örnek müminler
olalım. Namaz kıldığı halde hata ve yanlışlara devam
eden kardeşlerimizi uygun bir dille uyaralım. Beş
vakit namazımızı camilerde kılmaya gayret
gösterelim. Şayet camide kılamıyorsak evimizde
ailemizle beraber cemaatle kılalım. Yüce Rabbimizin,

َۜ
ْيَها
وِة َوا ْص َطِبْر َعلَ
ِال صَ لٰ
ْهلَ َك ب
ُمْر اَ
ْ
وأَ” Ailene namazı emret,
kendin de namaz kılmaya devam et.”4 emrine
uyarak, çocuklarımızı ve gençlerimizi tatlı dil, güler
yüz ve sabırla namaza alıştıralım. Kendimizi ve
ailemizi namaz gibi ulvî bir ibadetin bereketinden
mahrum bırakmayalım.
Bugün, namazlarını ihmal eden bütün
kardeşlerime seslenmek istiyorum: Geliniz, içinde
bulunduğumuz şu mübarek günleri fırsat bilerek bizi
hata ve günahlardan arındıran, Allah katındaki
değerimizi artıran beş vakit namazımızı kılmaya karar
verelim. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, “Kim,
Allah’ın bir emri olduğunu kabul ederek;
rükûlarına, secdelerine, vakitlerine ve abdestlerine
özen göstererek beş vakit namazı kılmaya devam
ederse cennete girer.”5 müjdesini aklımızdan
çıkarmayalım. Unutmayalım ki, namazsız bir kazanç
bereketsiz; ibadetsiz bir yuva mutsuz olur.
Hutbemi bitirirken Bolu’da meydana gelen
yangında vefat eden kardeşlerimize Yüce Allah’tan
rahmet; kederli ailelerine sabır ve başsağlığı, yaralı
kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Cenâb-ı Hak
vatanımızı ve milletimizi bütün afetlerden, bela ve
musibetlerden muhafaza eylesin.

1 Beyhakî, Şuabü’l-îmân, 3, 39.
2 Ankebût, 29/45.
3 Ebû Dâvûd, Edeb, 78.
4 Tâhâ, 20/132.
5
İbn Hanbel, IV, 266