Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Çanakkale ruhu Dağ, taş, toprak Mehmetçik. Dağın taşın toprağın altı Mehmetçik Turan RECEPOĞLU

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bugün, vatan uğruna canlarını feda eden kahramanlarımızı saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Çanakkale, bağımsızlık aşkının, fedakârlığın ve sarsılmaz inancın destanıdır.
“Çanakkale geçilmez!” dedirten aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi sonsuz şükranla anıyoruz. Ruhları şad olsun.

Dur yolcu! Bilmeden gelip

18 Mart Çanakkale ZAFER Bayramımız Kutlu Olsun NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

Dağ, taş, toprak Mehmetçik. Dağın taşın toprağın altı Mehmetçik. Türk Milletin ruhudur Çanakkale. Özüdür. 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Gününün 110. yıl dönümü kutlu, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimiz ruhu şad olsun.

Muhteşem ağaçları sapasağlam ayakta tutan onların sağlam kökleridir. Güçlü toplumları ayakta tutan da kökleridir. Bu yüzden istikbal köklerdedir denilmiştir. Evet kökler ne kadar sağlam olursa, gelecek de o kadar parlak olur. Tarihini, geçmişini iyi bilmeyen, mazisinden kopuk toplumlar, geleceğe kendilerini hazırlayamazlar ve uzun süre ayakta kalamazlar.

Çanakkale ruhunu anlamak için anlatılan şu ibret dolu hikaye ne kadar anlamlıdır: Bir siyasetçimiz Japonya seyahatindedir. Japonların çalışkanlıkları karşısında hayrete düşen siyasetçimiz, Japon dostuna sorar: İnsanınıza bu çalışma azmini nasıl aşıladınız? Japon şöyle  cevap verir: Biz ilkokul çağına gelen çocuklarımızı Hiroşima ve Nagazaki kentlerine götürür, atom bombasının o kentleri ne hale getirdiğini gösterir ve onlara şöyle deriz: Bak yavrum, dünya bizi bu hale getirdi! eğer biz çalışıp kendi ayaklarımız üzerinde durmazsak, dünya bizi yine bu hale getirir! Türk politikacı, Japon dostuna şöyle karşılık verir: İyi ama bizim atom bombası atılan kentlerimiz yok ki! Japon’un verdiği cevap çok daha uyarıcıdır: Sizin de Çanakkale’niz var ya!

Gerçekten de mesaj ve uyarılarla dopdolu bereketli bir tarihimiz var bizim. Ama çoğumuz, bunların çoğunun farkında bile değil. Biz tarihi ya ezber dersi olarak okur geçeriz, ya da şanlı tarih hikayeleri ile onu uçururuz. Böylece tarihteki uyarı ve dersler buharlaşır gider. Oysa tarih, ders ve ibret almak içindir. İbret alınmadığı için de tekerrür edip durmaktadır.

Peygamberimizin Uhud şehitlerini ziyaretlerinde söylediği Uhud dağı bizi sever, biz de Uhud’u! Sözünü bu bağlamda değerlendirmemiz gerekir. Bu vecize, onun çevre sevgisini ortaya koyduğu gibi, tarihî Uhud savaşını da diri tutmaktadır.

Birleşmiş Milletler, Bosna Hersek’te tarih şuurunu yok etmek için, savaşın izlerinin silinmesi için tüm yollara baş vuruyormuş. Sarayova’da yerle bir edilen binaların bir an önce yenilenmesini istiyormuş. Müslüman Boşnaklara, çağın Hristiyan Batı/Sırp-Hırvat zulüm ve barbarlığını unutturmak için tabi ki.

Unuttuğumuz, görmezden geldiğimiz ve şehitlerle beraber toprağa gömdüğümüz o kadar çok belgeselimiz var ki! Sarıkamış, Yemen, Dumlupınar, Çanakkale bunlardan sadece bir kaçı.

Yeryüzünde gezin dolaşın da sizden öncekilerin hali nice oldu bir bakın! Onlar sizden çok daha güçlü kuvvetli topluluklar idiler! Ey akıl sahipleri ibret alın!

Sevgi, saygı ve selamlarımla.
Asa doğru ise gölgesi de doğrudur.
Küçük işler yapmasını bilmeyen, büyük işler başaramaz.

TURAN RECEPOĞLU

turan25tr@hotmail.com.tr