“Geçmişini bilmeyen bugünü anlayamaz, gerçekler sıradan olduğu kadar acıdır da…”
Mehmet Emin Resulzade, Azerbaycan Türkleri için bağımsızlığın sembolü olan slogan haline gelen “Bir kere yükselen bayrak, bir daha inmez” sözlerinin sahibi…
Modern Azerbaycan milli kimliğinin oluşmasında oynadığı büyük rol, bağımsızlık ve toplumun aydınlanması için hayatı boyunca yaptığı çalışmalarla ülkesinin tarihinde derin izler bıraktı.
Bakü’de bir köyde doğdu
Resulzade, 31 Ocak 1884’te Bakü’nün Novhanı köyünde doğdu.
Genç yaşından itibaren siyasetle ilgilendi, Çarlık rejimi aleyhtarı bazı siyasi parti ve örgütlerde çalışmalar yürüttü, çeşitli gazete ve dergilerde yazdı.
Stalin’i birkaç defa ölümden kurtardı
Resulzade, 1903’ten itibaren kurulmaya başlayan ve Azerbaycan’da millî bilincin, sosyal ve kültürel hayatın gelişmesinde önemli etkisi bulunan Sefa, Necat, Edep Yurdu, Cem‘iyyet-i Hayriyye gibi derneklerde görev aldı. Bir süre Terakkî’nin, 1908’de geçici olarak İrşad’ın redaktörlüğünü üstlendi.
Amcasının oğlu Mehemmedeli Resulzade vasıtasıyla Stalin’le tanıştı.
Stalin’le birlikte bazı faaliyetlere girişti, onu birkaç defa ölümden kurtardı. Aynı zamanda edebiyatla da ilgilenen Resulzâde bu dönemde millî duyguları uyandıran Karanlıkta Işıklar ve Nâgehân Belâ adlı piyeslerini 1908’de kaleme aldı.
Baskılar artınca Türkiye’ye geldi
Çar rejiminin baskıları karşısında 1909’da İran’a giderek burada gazetecilik yaptı ve siyasetle uğraştı.
Meşrutiyet rejimi feshedilince İran’da da baskılarla karşılaştı ve 1911’de Türkiye’ye gitmek zorunda kaldı.
Kazan Türklerinden Yusuf Akçura ile, başta Ziya Gökalp olmak üzere İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin ileri gelen temsilcileriyle tanıştı. Türk ocaklarının çalışmalarına katıldı. Bu çevrede tanıdığı bazı aydınlar ve özellikle Ziya Gökalp, Resulzade’yi bir hayli etkiledi. Türk Yurdu’nda ve Sırât-ı Müstakîm’de İran ve İran Türkleri hakkında yazılar yazdı.
“Türkleşmek, İslamlaşmak, muasırlaşmak”
Resulzade, daha sonra 1913’te Bakü’ye dönerek Müsavat Partisi’ne üye oldu.
Müsavat Partisi’nin yayın organı Açıksöz gazetesini kurarak başyazarlığını yaptı. “Türkleşmek, İslamlaşmak, muasırlaşmak” ülküsünü savunan bu gazetede Rusya Türkleri’nin kendi mukadderatını kendilerinin belirlemesi gerektiği üzerinde durdu.
Osmanlı halkı için yardım kampanyası başlattı
1914-1915’te Birinci Dünya Savaşı sırasında Doğu Anadolu’da bir kısmı Azerbaycan, Kafkasya içlerine kaçmak zorunda kalan, Ermeni baskın ve katliamlarına uğrayan Osmanlı halkına yardım kampanyasını örgütleyenlerden biri oldu; bu yolda hizmet gören Azerbaycan Cem‘iyyet-i Hayriyyesi’nin faaliyetlerini destekledi; 1917’de Kardaş Kömeği adlı bir mecmua çıkararak gelirini bu kampanya için harcadı.
1917’de Müsavat Partisi’nin Genel Başkanlığı’na getirildi.
Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kuruluşu resmen ilan edildi
1917 Bolşevik İhtilâli’nden sonra Tiflis’te Türkler, Gürcüler ve Ermeniler’in katılımıyla Kafkasya’nın idaresini eline alan milletvekillerinin kurduğu hükümetin dağılması üzerine Azerbaycan temsilcileri Azerbaycan Millî Şûrası’nı oluşturdular. Şûra başkanlığına Resulzade getirildi.
Resulzade, 1918’de Azerbaycanlı aydınların oluşturduğu Milli Konseyin Başkanı seçildi ve 28 Mayıs 1918’de Milli Konsey, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kuruluşunu resmen ilan etti.
4 Haziran 1918’de Azerbaycan ve Osmanlı Devleti arasında imzalanan dostluk ve iş birliği anlaşmasına Azerbaycan adına imza attı.

“Kafkas İslam Ordusu”
Resulzade başkanlığındaki bir heyet, 18 Haziran 1918’de yeni kurulan Kafkasya devletlerinin tanıtılması için düzenlenen konferansa katılmak üzere İstanbul’a geldi.
15 Eylül 1918’de, “Kafkas İslam Ordusu” ismi verilen Osmanlı ordusu, Bakü’yü Ermeni ve Bolşevik çetelerden kurtardı ve bu haberi, Resulzade’ye dönemin Harbiye Nazırı Enver Paşa verdi.
Bakü’ye dönen Resulzade, hükümette yer almadı fakat Müsavat Partisi Genel Başkanı olarak parlamentoda aktif çalışmalar yürüttü, hükümetin faaliyetini yönlendirdi.
1947’de Türkiye’ye yerleşti ve Türk vatandaşı oldu
Bolşeviklerin Azerbaycan’ı işgalinin ardından tutuklanan Resulzade, Moskova’ya götürüldü. Stalin’in ısrarlarına rağmen Sovyetlerle iş birliği yapmayı kabul etmeyerek Sovyetler Birliği’ni terk etti.
Fransa, Finlandiya, Polonya ve Almanya’da yaşadı, Sovyet karşıtı yayımlar yaptı, Azerbaycan’ın işgal altında olduğunu dünyaya duyurmaya çalıştı.
Resulzade, 1947’de Türkiye’ye yerleşti, Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşı oldu.
6 Mart 1955’te hayatını kaybetti
1949’da Ankara’da Azerbaycan Kültür Derneğini kurdu, kitaplar yazarak, konferanslar düzenleyerek ülkesinin durumunu anlatmayı sürdürdü.
Resulzade, 6 Mart 1955’de Ankara’da vefat etti ve cenazesi Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildi.
Resulzade’nin kurduğu ve merkezi Ankara’da bulunan Azerbaycan Kültür Derneği, Türkiye’de faaliyet gösteriyor.
Türkiye’de birçok il ve ilçede ismine sokak ve caddeler olan Resulzade’nin anısı, isminin verildiği Ankara Çankaya’daki Mehmet Emin Resulzade Anadolu Lisesi’nde de yaşatılıyor.
Türk dünyasının önde gelen fikir ve siyaset adamları arasında yer alan Resulzade’nin Azerbaycan’ın çarlık Rusya’sı ve Sovyet dönemi tarihine dair değerlendirmeleri ve yorumları, Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla bir hayli değer kazandı.