Akciğer kanseri dünya çapında tüm kanser vakalarının yaklaşık %13’ünü ve kanser ölümlerinin beşte birini oluşturmaktadır

Akciğer kanseri, farklı kökene, histolojik yapıya, klinik gidişe ve tedavi sonuçlarına sahip malign epitelyal tümörleri birleştiren kolektif bir kavramdır. İki ana grup vardır – küçük hücreli dışı akciğer kanseri (NSCLC) ve küçük hücreli akciğer kanseri (SCLC).

Akciğer kanseri, en yaygın malign neoplazm türlerinden biridir (öncelikle erkekler arasında) ve kanser patolojisinden kaynaklanan ölümlerin en yaygın nedenidir. Her yıl meme kanseri, kolon kanseri ve prostat kanserinin toplamından daha fazla can kaybına neden oluyor.

20. yüzyılın başında akciğer kanseri nadir görülen bir hastalık olarak görülüyordu, ancak bugün dünya çapında tüm kanser vakalarının yaklaşık %13’ünü ve kanser ölümlerinin beşte birini oluşturmaktadır. Ve bu sayılar sürekli artıyor.

Uzmanlar bu hastalığın görülme sıklığının artmasını, hastalığın gelişiminde önemli rol oynayan faktörlerin yaygınlaşmasına bağlıyor. Her şeyden önce bu, tütün içmek, tehlikeli endüstrilerin (uranyum, radyasyon, asbest) gelişmesi ve çevresel durumun bozulmasıdır.

Tüm bu veriler, akciğer kanserinin tedavisine yönelik yeni yaklaşımların geliştirilmesi ve klinik pratiğe uygulanması ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Son yıllardaki en önemli keşiflerden biri, tedavinin etkinliğini önemli ölçüde artıran, bağışıklık kontrol noktası inhibitörlerini kullanan immünoterapidir. Bağışıklık sisteminin tümörlerle savaşma konusundaki doğal yeteneğini artıran ilaçlar kullanıyor.

Ayrıca, akciğer tümörlerinin teşhisinde ana yöntemlerden biri olan ve hastaların büyük çoğunluğunda zamanında tespit edilmesini sağlayan düzenli röntgen muayenesini hiç kimse iptal etmedi. Florografi, genellikle koruyucu tıbbi muayeneler sırasında gerçekleştirilen bir tarama yöntemi olarak kullanılır.

Akciğer kanserinin sadece ciddi bir tıbbi değil aynı zamanda sosyal bir sorun olduğunu unutmamak önemlidir. Bu nedenle, birçok eğitimsel tıbbi etkinlik, basın konferansı, forum vb., önde gelen onkologların kanserin tedavisi ve önlenmesinde yeni gelişmeleri paylaştığı bu uluslararası Gün ile aynı zamana denk geliyor.

Dünya Kanser Günü’nün her yıl 4 Şubat’ta kutlandığını hatırlatalım.